Son dakıka

8 Haz 2008

Siyonizm Allah belanızı versin

"Soykırım yapacağız" diyerek Gazze'de 166 Müslümanı şehit eden Siyonist köpekler, katliamlarına devam edeceklerini açıkça tüm dünyaya ilan etti.Siyonist canilerin Gazze'de sürdürdüğü katliama dünyanın sessizliği yanında İslâm dünyasının da seyirci kalması yürekleri yakıyor.

BM ve ABD tarafından yapılan açıklamalarda ise, katliam adeta İsrail'in meşru savunma hakkı olarak nitelendirilerek insanlığı öldüren Siyonistlere destek veriliyor.Sayın Başbakanımız da bu olayları kınıyormuş, düne kadar bu adamların elini sen sıkıyordun, yahudi sermayeside olsa öper başıma koyarım diyordun al sana sermaye, hamas lideri Türkiye'ye geldiği zaman adamları muhatap bile almadınız, bu sebepten dolayı İsrail bundan güç alarak müslüman katlediyor.

Tek derdi Mescidi Aksayı yıkıp Süleyman mabedi kurmak,Şimdide çıkmışsınız İsrail'i kınıyormuşsunuz; yazıklar olsun, biz Osmanlı torunlarıyız yahudilerle nasıl dostluk kurarız, On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Avusturyalı Yahudi gazeteci Theodor Herzl tarafından dünya gündemine getirilen Siyonizm, pek çok kaynakta Yahudiler için bağımsız bir devlet kurmayı amaçlayan meşru bir ulus-devlet ideolojisi olarak nitelendirilmektedir.

Ancak gerek bugüne kadar yapılan uygulamalar, gerekse Siyonist liderlerin kendi açıklamaları Siyonizmin pek çok Yahudi için bunun ötesinde bir anlam ifade ettiğini göstermektedir. Theodor Herzl ve beraberindekiler çoğunlukla Allah'a ve dine iman etmeyen kişilerdi.

Onlar Yahudiliği bir inanç olarak değil, sadece bir ırk olarak görüyorlardı. Onlara göre Yahudiler, diğer Avrupa ırklarından farklı bir ırktılar, bu nedenle de onlardan ayrılmalı ve kendilerine ait topraklarda yaşamalıydılar. Yahudiler için aradıkları toprakların neresi olacağını düşünürken de, Yahudilerin kutsal değerlerini göz önünde bulundurmamışlardı. Hatta Siyonizmin kurucusu olan Theodor Herzl'in "Uganda Planı" adıyla tanınan projesine göre, Herzl ilk önceleri Uganda'yı ideal vatan olarak düşünmüştü.

Filistin'e ise daha sonra karar vermişti. Filistin'in seçilmesindeki temel neden ise kutsal değerler değil, bu toprakların Yahudilerin tarihi toprakları olduğu düşüncesiydi. -Siyonistler diğer Yahudilerin de, kendilerinin din ahlakına uygun olmayan görüşlerini benimsemeleri için çalışmalar başlattı.

Dünya Siyonist Örgütü, Yahudilerin yoğun olarak yaşadığı pek çok ülkede "Yahudilerin diğer milletlerle birarada huzur içinde yaşamasının mümkün olmadığının", "Yahudilerin ayrı bir ırk olduklarının", "dolayısıyla kendilerine ait bir vatana göç etmeleri gerektiğinin" propagandasını yapıyordu. Pek çok Yahudi topluluğu bu çağrıları dinlemedi. İsrailli devlet adamı Amnon Rubinstein'ın da ifade ettiği gibi; "Siyonizm, Yahudilerin kutsal topraklarına ve sinagoga karşı başlatılmış bir başkaldırı idi.

" Siyonist ideolojiyi kınayan ve eleştiren pek çok Yahudi vardı. Dönemin önde gelen din adamlarından Haham Hirsch ise Siyonizmin gerçek planını şöyle ifade ediyordu:"Siyonizm Yahudileri yalnızca bir millet olarak tanımlamak istiyor... bu bir sapkınlıktır.

"Ünlü Fransız düşünür Roger Garaudy ise konuyla ilgili olarak şunları söylüyordu: Dindar Yahudilerin en önemli düşmanlarından biri, 19. yüzyılın ırkçı ve sömürgeci Avrupası'nda ortaya çıkan aşırı milliyetçi, ırkçı ve sömürgeci bir ideoloji olan Sİyonizmdi. Batı'daki sömürgeci hareketleri ve milletlerin bir diğeriyle savaşmasını teşvik eden bu mantık, bir intihar mantığıdır.

İsrail her üç İlahi dinin temeli olan Hz. İbrahim'in inancına dönmediği müddetçe, gerçek bir Ortadoğu barışının gerçekleşmesi veya İsrail'in geleceğinin güvence altına alınması mümkün değildir. (Samizdat, June 1996) Görüldüğü gibi Siyonizm dünya siyaset sahnesine ırkçı ve Yahudilerin diğer milletlerle birarada yaşayamayacağı yanılgısını savunan bir ideoloji olarak çıktı.

Bu çarpık bakış açısı önce diasporada yaşayan Yahudiler için büyük sorunlara neden oldu. Daha sonra da Ortadoğu'da yaşayan Müslümanlara -İsrail'in işgalci ve baskıcı politikaları nedeniyle- kan, ölüm, terör ve yokluğu getirdi.Kısaca, Siyonizm aslında dini değerlerden değil seküler felsefelerden kaynak bulan bir ideolojidir.

Ne var ki diğer bazı aşırı milliyetçi hareketlerde görüldüğü gibi, Siyonizm de bazı dini değerleri kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya kalkışmıştır.Tevrat'ın Siyonistler Tarafından Yanlış Yorumlanması"Gerçek şu ki, Biz Tevrat'ı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik.." (Maide Suresi, 44) ayetiyle bildirildiği gibi.

Tevrat, Allah'ın Hz. Musa'ya vahyetmiş olduğu kutsal kitaptır. Ancak Kuran'da Tevrat'ın sonradan tahrif edilmiş olduğu da bildirilmektedir. Dolayısıyla bugün mevcut olan Tevrat, "Muharref Tevrat"tır. Ne var ki, Tevrat detaylı olarak incelendiğinde içerisinde hak dine ait bazı hükümlerin korunmuş olduğu da açıkça görülecektir.

Allah'ın varlığına ve birliğine iman, tevekkül, şükür, Allah korkusu, Allah sevgisi, adalet, sabır, merhamet, zulme ve haksızlığa karşı olmak gibi gerçek din ahlakına dair inanç ve erdemler Tevrat'ta da korunmuştur. Bununla birlikte, tarih içinde yaşanan bazı savaşlar ve bu savaşlarla ilgili bilgiler de Tevrat'ta yer almaktadır. Eğer bir kimse -gerçekleri saptırarak- yaptığı zulüm, katliam ve işlediği cinayetler için kendince meşruiyet oluşturmak istiyorsa, kolaylıkla Tevrat'ta yer alan bu tarihi bilgileri kullanabilir.

İşte Siyonizm de faşist terörünü sözde meşrulaştırmak için bu yönteme başvurmaktadır ve bunda da oldukça başarılı olmaktadır. Filistinli masum halka karşı yürütülen katliamları kendilerince açıklamak için Sİyonistler bugün de hala Tevrat'ta yer alan bu pasajları öne sürmektedirler. Şüphesiz bu son derece samimiyetsiz bir tavırdır.

Siyonizmin temel dayanak noktalarından birisi de Allah'ın Yahudilere bir dönem vermiş olduğu "seçilmiş"lik vasfıyla ilgili ayetleri art niyetli yorumlamalarıdır. Bu konuyla ilgili ayetlerde şöyle buyrulur:Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere üstün kıldığımı hatırlayın. (Bakara Suresi, 47)Andolsun, Biz İsrailoğullarına Kitap, hüküm ve peygamberlik verdik, onları temiz ve güzel şeylerle rızıklandırdık ve onları alemlere üstün kıldık. (Casiye Suresi, 16)Ayetlerde, Allah'ın bir dönem Yahudilere nimetler verdiği ve yine bir dönem onları diğer milletlere hakim kıldığı anlatılmaktadır.

Ancak bu ayetlerde radikal Yahudilerin anladığı anlamda bir 'seçilmişlik' ifade edilmemektedir. Birçok peygamberin bu soydan gelmiş olmasına ve Yahudilerin bir dönem geniş topraklarda hakimiyet kurmuş olmalarına işaret edilmektedir. Ayetlerde yönetimde olmaları nedeniyle 'bir dönem alemlere üstün kılınmaları' anlatılmaktadır.

Daha sonra Yahudilerin bu özellikleri sona ermiştir. Seçilmişlik, Kuran'da peygamberler ve kendilerine hidayet verilen kullar için kullanılmaktadır. Ayetlerde elçilerin seçildikleri, doğru yola iletildikleri ve Allah'ın onlara nimet verdiği ifade edilmektedir. Bu konuyla ilgili bazı ayetler şu şekildedir:Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in dininden kim yüz çevirirı Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir. (Bakara Suresi, 130)Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik.

Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı, elbette bütün yapıp-ettikleri 'onlar adına' boşa çıkmış olurdu. Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, Biz buna (karşı) inkara sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır. (En'am Suresi, 87-89)İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler.

Onlara Rahman (olan Allah')ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar. (Meryem Suresi, 58)Ancak radikal Yahudiler, Muharref Tevrat'ta bulunan bazı sapkın açıklamalar nedeniyle seçilmişliği bir ırk özelliği gibi görmüşlerdir. Bunun sonucunda da, her Yahudi'nin doğuştan bir üstünlük sahibi olduğuna ve İsrailoğullarının tüm diğer kavimlerden ebediyen üstün sayıldıklarına dair çarpık bir anlayış geliştirmişlerdir.

Bu bakış açısının ikinci büyük çarpıklığı ise, söz konusu üstünlük iddiasını 'diğer milletlere vahşet uygulama emri' gibi göstermesidir. Siyonistler bunun için Talmud'da (Yahudilerin Tevrat tefsiri olarak kabul ettikleri kutsal metinleri) yer alan bazı açıklamaları kaynak olarak kullanmaktadırlar. Buna göre Yahudilerin diğer milletlerden ve dinden insanları aldatmaları, mallarını ve mülklerini yağmalamaları ve hatta gerektiğinde kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere onları katletmeleri olağandır.

Oysa tüm bunlar gerçek dine aykırı zulümlerdir. Allah insanlara adaleti, dürüstlüğü, mazlumun hakkını korumayı, barışı ve sevgiyi emretmiştir.Üstelik Siyonistlerin kendilerine rehber edindikleri bu açıklamalar, yine Muharref Tevrat'ta yer alan diğer açıklamalarla da çelişmektedir. Muharref Tevrat'ta şiddetin ve zulmün kınandığına dair açıklamalar da vardır.

Ancak ırkçı bir ideoloji olan-- Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz. اللهم صلي وسلم وبارك عليك يا حبيبي ياشفيعي يا قرة عيني يا محمدYavuz Sultan Selim Diyor ki:Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.

Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.

Serhat ERDEMLİ

Hiç yorum yok:

Google Gruplar
irfanmektebi@hotmail.com grubuna kayıt ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Benim Peygamberim

İlgili aramalar: müzik - ilahi -  ilahi