Son dakıka

21 Nis 2009

Sen Âyetelkursi’den nerdesin..



Bismillahirrahmanirrahim


Ayetelkursi Okumaları



Sen Âyetelkursi’den nerdesin?



Belki bir nev'i tevhid ayetleri bunlar.. “Belki” değil öyle, bakın nasıl başlıyor:

Allahu lailahe illa hu muhteşem ve çok vurucu! Baştan tüm ilahlar yerle bir ediliyor, temizleniyor mekan ve eşsiz bir tek Olan vurgulanıyor!

Ah nefsim dön de bak, oku içine Ayetelkursi'yi..
Oku, sor içine: O mu tek içinde ? Yok mu başka ilah ?



-İlah m ı?
-Sen ne diyorsun yahu ?
?
Temizledin mi ağyardan yüreğini ? İlla sen ya Rabbi ! dedin mi ?

“Allahu lailahe illa Hu” Deyip de, gayrısına yüz suyu döküyorsan..



Sevgini, korkunu, umudunu O'ndan gayrısına yöneltmişsen..



Ah ki ah !. Kaç Ayetelkursi temizler seni ?!



Sen Âyetelkursi’den nerdesin ?


“Allahu lailahe illa Hu” Dikkat ettiniz mi ne kadar çok esma var içinde bu ayetin ?

Elhayy'ul Qayyum

Ya Hayy ! Çokça zikrettiğim bir esma..Hani insanın ağzından çoğu kez gayri ihtiyari bir ayet, bir esma, bir zikir çıkar ya hep ? Benden genellikle Ya Hayy ! çıkıyor işte..Ve geçen öğrendim bu ismi zikredenler maddeten ve manen genç kalırlarmış



El Hayyul Qayyum..

Hayy, hep diri olan hiç ölmeyen-ölmeyecek olan

Qayyum, ipleri hep elinde tutan

Hep diri olana yaslan ey nefsim..Hiç ölmeyene,

İpleri elinde tutana, kumanda hep elinde olana..
Ve kendini beğendir O’na, razı et, razı ol ki O’ndan O da sevsin sen i..

Ümitsizlik yok asla çünkü O Qayyûm..

Olmayanı, olmayacak sandığını son anda olduruverir..

Çok vurucu Qayyûm ismi, O’nun Qayyûmiyeti ve bunun farkındalığı..

Çok büyük bir güç hem..Beni çok etkiliyor..

Ya Qayyûm ! Diye haykırarak, gözyaşlarıyla kucağına sığındığım anlar çoktur..

Elden geleni yapıp, sıkıştığında, O’na bırakınca işleri,

O’nu Vekil tayin edince, olmayanı olduruyor..Tek tek onarıyor kırıklarını..



O’na dayanan darda kalır mı hiç ahh..Yeter ki dayan !

Yeter ki bil, O Qayyum’dur, mülkünde söz sahibidir.

“Ol !” derse oldurur, umutsuzlukları umuda çeviren yalnız O’dur..



Sen Âyetelkursi’den nerdesin ?



La te’huzuhû sinetuvvelâ nevm

O, uyumadığı gibi uyuklamaz da !



Nasıl bir güvenlik beyanıdır bu ya Rabbi ?! Nasıl da huzur veriyor insana..



Yeni doğmuş bir bebeğin anne kucağında tüm tehlikelerden emin, her ihtiyacı karşılanmış şekilde rahatça uyuması gibi..
Uyu sen ! Rahat ol, ben varım ! Ben uyumuyorum asla da uyumam..
Her an seni koruyup-kollamaktayım..
Hiç kimseden de korkma !

Ben herşeyi görür-bilirim; Maddeten ve manen; açıkladıklarını da, gizlediklerini de..Sen yeter ki bana sığın, sana kimseden zarar gelmez !

Koşsana bu kucağa ! Sarılsana..Teslim ol-Kurtulsana !



Sen Âyetelkursi’den nerdesin ?


Lehu mâfissemâvâti ve mâ filard

Göklerde ve yerde bulunanların tek sahibi O’dur.

İlk sahne:Hani titrersin ya yeryüzü sultanlarından..Heyecanlanırsın huzura çıkacağın zaman, elin ayağın dolaşır hani, ne diyeceğini şaşırırsın belki..
O, sultanlar sultanı..Gökte ve yerde ne varsa hepsi O’nun..Uçsuz bucaksız bir memleket, mülk saltanat..Ve sana şah damarından, yani sana senden daha yakın..



Düşün ki her an huzurundasın !

İkinci sahne: Korkma sakın! Huzursuz olma..Gelecek endişesi seni sıkmasın.
Herşeyin sahibi benim, istediğime veririm, istediğimden de alırım..



Ve son sahne: başka açıdan: Yani ? Yani sen de kim oluyorsun ki ?
Kendini gerçek sahip sanıp yorulma ! İdaresine asla güç yetiremezsin !
Sakın böbürlenme, büyüklenme, kibirlenme de !
Sana ait sandığın herşey, benim mülkümden sana lütfettiklerimdir, emanettir sende.. Emanetlerimi istediğim an geri alırım-alabilirim !



Sen Âyetelkursi’den nerdesin?



Men zellezi yeşfeu indehû illa biiznih
O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir ?

Hep sarar yüreğimi sıcacık bu ayet.."Korkma!" der O var..Korkma, O izin vermezse sana hiç kimse ne bir hayır ne de bir kötülük yapabilir..Korkma ! Bana dayan..Bana dayanan asla darda kalmaz..

Madem böyle, gel sadece bana kul ol !

Yorulma sana hiç faydası olmayacak, üstelik de seni zillete düşürecekler karşısında..Bana hakiki kul olanı sultan ederim, dünyayı ona hizmetçi kılarım.."



Bu, dünyaya bakan yüzü ayetin..Öte yüzde ise; mahşerin kavrulmuşluğunda imdada yetişecek O sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaati..



Ya Veduddd ! Esirge beni ne olur..

Cennetlerine sakla yüreğimi..

Ya Mucîb kabul eyle dileğimi..



Sen Âyetelkursi’den nerdesin?



Ya’lemu mâ beyne eydîhim vemâ halfehum

O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir

Velâ yuhîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe

Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar.



Alemde tesadüf yok, ilimler hep hazinende

Sır, izin verdiğince ancak, âyân olur aleme !..



Ya Alîm ya Fettah !



Öyle ya Rabbi evet ! Hakkımda tasarlananı dahî bilirsin

Ne kadar gizleseler de sen herşeyden haberdarsın !



Madem ki böyle, neden sakınayım ? Kimden niçin korkayım ?!



Başa gelse bile sendendir, hikmetlidir..

Ve boynum, bilirsin kıldan incedir.



İnsanın, herşeyin sahibi, bilen, gözeten, hiç Uyumayan’ın kucağında olması ne güzel ne güvenli..



Ah ya Rabbi ! Kucağında tut beni,

O dipdiri sînende ebedi uyut beni..



Sen Âyetelkursi’den nerdesin?



Vesia kursiyyuhussemâvâti vel ard.

O’nun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır.

Velâ yeûduhû hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm.

Onların korunması, O’na güç gelmez, O pek yücedir, pek büyüktür.



Ah ya Rabbi her yerdesin, bilmekte görmektesin..

Zor gelmez asla sana “kûn feyekûn” dersin.

Ya Rab “Ol !” dersen olur, bildim söyledim her dem..



Ben razı oldum senden..

Verdiğinden-vermediğinden..

Ve tasdik ettim gönülden.



Şahidsin her ânıma, sen de razı oluver benden.



Sen Âyetelkursi’den nerdesin?



Efendim, Ayetelkursi'nin, her namazdan sonra, gece yatmadan önce, vasıtalara binince vb. okunması konusunda teşvik eden pek çok hadis var malum.. Çünkü zırh gibidir hem manen hem maddeten koruyucudur.. Anlamını işte böylece bildikten, içimize yazdıktan sonra ancak anlıyoruz mesajı; Rabbimizin bizi saran, dirilten gücünü..



Hiç bu yukarıdaki ayetleri okur da insan umutsuz olabilir mi ?

Korkar mı kimseden ?

Başına ne gelirse gelsin yıkılır mı ?



Hayır tabii ki..işte bunun için ve de böyle okumalı daim;

Hayatımızın içinde olsun, içimizde hayat olsun, diriltsin bizi her an diye..



Ya Rab, okuduklarımızı hayata geçirmeyi nasib eyle..

Bizleri daim seninle meşgul eyle..

Okuduğumuz sûreleri burada da orada da bize arkadaş eyle, Amin...Amin...Amin...

Ayşe Reşad


20 Nis 2009

Biliyor muydunuz?

• Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturduğunu ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önlediğini…


• Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını…


• Yemek yerken yemeğin ortasında su içildiğinde içilen suyun yenilen gıdaların sindirilmesine, gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunduğunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduğunu…


• Oturularak ve en az 3 yudumda içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksadığından tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artırıp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüğün salgılanmasını artırarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunduğunu..


• Uyurken sağ yana dönüp yatıldığında solda olan kalbimizin daha rahat çalışmasına neden olarak, kalbi yormadan dinlenmiş bir vaziyette kalkılabileceğ ini…

• Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında kaygan olan zeminde ayağın kayması durumunda sola göre daha güçlü olan sağ ayağın düşmeyi engelleyerek vücudu dengelediğini. .

• Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmenin kan dolaşımını hızlandırıp sıcak sudan dolayı genleşmiş olan damarların içindeki kanın aktivasyonunu artırarak tansiyon düşüklüğünü önlediğini ve savunma mekanizmasını güçlendirdiğini…

• Kesintisiz uyunan uzun gece uykularının, damarlarda vazodilatasyona neden olduğunu, uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamak (ör: abdest almak) az yorucu egzersizler yapmanın (ör: teheccüd namazı) vazodilatasyonu engellediğini ve daha zinde kalkılabileceğ ini…

• Bütün bunların, 1600 sene evvel Peygamberimiz (sav) in yaptığı ve ümmeti için de tavsiye ettiği sünnet-i seniyyeler olduğunu...

BİLİYOR MUYDUNUZ ?

19 Nis 2009

İrfan Mektebi


“İste kulum, vereyim!” diyen Allah (cc) ‘tesânüd’ü o kadar seviyor ki; dayanışmanın ve yardımlaşmanın olduğu her yerde muvaffakiyet yaratıyor.

Ve bu yüzden mü’min kullarını ikaz ediyor: “İnkâr edenler de birbirlerinin dostlarıdırlar. Eğer siz bunu (birbirinizle yardımlaşmayı) yapmazsanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur!” (Enfal, 73)



Tesânüd ‘Dünya’ diyene de, ‘ukbâ’ diyene de elzemdir.

İnsan medenîdir, fıtraten tesânüdü ister..

Her ehl-i kemâlin bir başka kemal sahibiyle birleşmeye fıtrî bir meyli vardır. Zira iki güzelin bir araya gelmesi çok daha güzelleri tevellüd edecektir.

Bundandır ki mü’minlerin arasındaki dayanışmayla çılgına döner şeytan. Tesânüdü bozmak uğruna her türlü silahını döker ortaya; haset, gıybet, tenkit, sû-i zan!

Fakat şeytanın kahrolmasına inad ‘çamurdan duvar’ olmalı ehl-i irfan!

“Haysiyetime, şerefime dokundu!” endişesi duymaksızın söylenen her sözü bağrına gömmeli, mukabele-i bi’l-misil derdine düşmeden atılan her taşla daha da sağlamlaşan çamurdan bir kale olmalı ki selâmet bulsun âlem-i İslam.

Zira muvaffakiyete tesânüd gerek! Tesânüde tahammül…

Tesânüdün menbaı ihlasın, sebatın ve fedakarlığın bulunduğu kalplerdir…

Haysiyet ve şereflerinin derdine düşenler bu ulvî hasletten nasipsizlerdir. Çünkü süflî arzular, maddî menfaatler bir yana, şahsî onur ve haysiyet arayışı bile çoğu zaman tesânüdü kırar, parçalar.

Kendilerini değil, cemiyeti başarıya götürmek isteyenlerin, himmet ve gayreti nefsi değil, milleti olanların sevdasıdır tesânüd.

Tesânüdün bir diğer adı da ‘biz’dir: ‘Ben’den tecerrüd!

Bu meyanda son söz Bedîüzzaman Hazretleri’nin: “..Bir taş, taşlığıyla beraber, kubbeli binalarda ustanın elinden çıkar çıkmaz başını eğer, arkadaşıyla birleşmeye meyleder ki, sukut tehlikesinden kurtulsunlar. Maalesef, insanlar teavün sırrını idrak edememişler. Hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar!”


İrfan Mektebi, bu ay “İhlâsa erdirilmiş kullar” kapağı ile huzurlarınızda; ümid ediyoruz istifadeye medâr olur.

Dağıtım, baskı ve abone hizmetlerimizdeki eksikliklerimizi giderdikçe İrfan Mektebi’ne olan teveccüh ve alâka her geçen gün daha da artıyor hamdolsun.

Ancak daha çok hânenin İrfan Mektebi olması için her bir okurumuza vazifeler düşüyor.

Onbinlerin, yüzbinlerin İrfan Mektebi’ni elde etmesi tamamen sizin elinizde. Hep birlikte ehl-i İrfan câmiasını büyütme hamlesini ve seferberliğini başlatıyoruz inşaAllah.

Şuhûr-u Selâse (üç aylar)’a bir ay sonra kavuşuyoruz.

Gelin, mukaddes iklimin bereketinden de istifade ederek şimdi onbinlere ulaşan İrfan Mektebi’ni yüzbinlere taşıyalım. O vakit, esecek lâhûtî ‘İrfan rüzgarı’nın sıcaklığı ve kuvveti ile îman ve Kur’ân hakîkatlerinin ruhlarda yapacağı tesiri hesap dahi edemeyiz.

Sizleri bu hayırlı yolculuğumuzda omuz vermeye, destek olmaya davet ediyoruz.


Bu arada sizlere bir müjde vermek istiyorum: İngilizce dergimiz ‘The Pen’in yeni sayısı hem de bir kısmı Rusça olarak çıktı. Bu şu demek: Rusça dergimiz de kapıda! Allah, emeği geçenlerden razı olsun.


Aziz dostlar,

Şimdi sizleri İrfan Mektebi’nin bu bol ‘ihlaslı’ sayısında seyahate davet ediyorum, istifadeniz ziyade olsun.


A. Cihangir İşbilir
Google Gruplar
irfanmektebi@hotmail.com grubuna kayıt ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Benim Peygamberim

İlgili aramalar: müzik - ilahi -  ilahi