Son dakıka

16 Haz 2008

Hadis-i Şerif

Pazartesi ve Perşembe...


Pazartesi günü, benim doğduğum ve Peygamber olarak gönderildiğim veya bana vahyin indirilmeye başlandığı gündür." (Müslim)

Ebu Hureyre´den: "Ameller Pazartesi ve Perşembe günleri Allah´a sunulur. Ben, amelim Allah´a sunulurken oruçlu olmayı istiyorum." (Tirmizi/Savm 44)

Bu hadislerde Pazartesi gününün bazı özelliklerine işaret edilmektedir.
Pazartesi gününün Peygamberimizin hayatında özel bir yeri vardır. Allah Resûlü o gün doğmuş, o gün peygamber olarak seçilmiş ve o gün ilk vahiy indirilmeye başlanmıştır.
Diğer taraftan pazartesi günü, kulların amellerinin Allah´a sunulduğu, haftanın iki gününden biridir.

***

Üç altın tavsiye...

Ebu Hureyre´den:
"Dostum Allah Resûlü, bana şu 3 şeyi (ısrarla) tavsiye etti:
- Her aydan 3 gün oruç tutmak,
- Her gün 2 rekat kuşluk namazı kılmak,
- Uykuya yatmadan önce, mutlaka vitir namazı kılmak...-
(Buhari, Müslim)

"Her aydan 3 gün oruç tutunca, (hicri) ayın 13., 14. ve 15. günlerinde oruç tut."
(Tirmizi/Savm 54)

Allah Resûlü’nün ısrarla tavsiye ettiği bu 3 şey, her müslümanın zorlanma duymadan kolayca yapabileceği ibadetlerdir.

***

Yemek adabından...

"Allah Resûlü, (yemekten sonra) tabağı sıyırmayı emretti ve:
- Siz, bereketin yemeğin hangi kısmında olduğunu bilemezsiniz, buyurdu."
(Müslim)

İslâm’ın yemek âdâbında, yemek tabağında artık bırakmamak; tabağı iyice sıyırıp âdeta yıkanmış gibi tertemiz hale getirmek önemli bir kuraldır. Ayrıca çok sevaplı bir ameldir. Bu aynı zamanda yemeğe verilen önemin, Allah´ın nimetine gösterilen değerin, yemeği yapanın emeğine duyulan saygının da ifadesidir.
Diğer taraftan bereketin yemeğin hangi kısmında olduğu bilinemediğinden, tabakta kalan kısımda olma ihtimali de yüksektir.

***






Su içme adabı

"Suyu, devenin içtiği gibi bir solukta içmeyiniz.
İkişer, üçer aralıklarla (dinlene dinlene) içiniz.
İçeceğiniz zaman besmele çekiniz.
Bittikten sonra da Allah´a hamdediniz."
(Tirmizi)

Bu hadiste, İslâmî açıdan su içmenin görgü kurallarına işaret edilmektedir.
Suyu bir solukta içmek uygun görülmemiştir. İkişer, 3´er aralıklarla dinlene dinlene içmek daha doğrudur. Bu tavsiye, daha çok insan sağlığı ile ilgili bir tavsiyedir.
Suyu içmeye başlarken besmele çekmek, bitirdikten sonra da Allah´a hamd ve şükürde bulunmak da, su içmenin diğer kurallarındandır.

***

Allah'tan (celle celaluhu) âfiyet isteyiniz.

"Düşmanla karşılaşmayı (sakın) arzu etmeyiniz. Allah´tan (bela değil) âfiyet isteyiniz. Düşmanla karşılaşmak zorunda kaldığınızda da sabrediniz."
(Buhari, Müslim)

Kulun, sevabı çok diye bela istemesi, sabretmek zorunda kalacağı durumlara istekli olması, edebe uygun bir temenni değildir.
Çünkü kulun belayı isteyipte verildiği zaman sabredememesi hali, aleyhine bir durumdur. Bu durumda sızlanmaya hiçbir mazeret bulamaz.
Uygun olan, Allah´tan hep âfiyet istemektir. Beladan Allah´a sığınmaktır. Ama bela geldiğinde de sabra çalışmaktır. Bu durumda Allah´tan yardım ve tahammül istemek; hem makul, hem de edebe uygundur.

***

Sözlerin en yalanı ...

"Sû’-i zandan sakınınız. Zira sû’-i zan, sözlerin en yalanıdır."

(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Yalancılık, sadece hilâf-ı hakikat konuşmak demek değildir. Bir kimsenin tutum ve davranışları hakkında o davranışların yapılış sebebini bilmeden kötü düşünmek ve kötüye yormak da bir çeşit kalben söylenen yalancılıktır.

Bu bakımdan sû’-i zan, mü’minlere yakışmayan, îman ile bağdaşmayan fena bir ahlâk, büyük bir günahtır.

***







Kabir azabı sebeplerinden …

İbn-i Abbas anlatmaktadır:

"Resûl-i Ekrem Efendimizle (aleyhissalatu vesselam) bir mezarlıktan geçiyorduk. Buyurdu ki:

– Şu iki mezarda büyük azab vardır. Bunlardan birinin azâbı, küçük su dökme (çiş) esnasındaki sıçrantılardan; öteki de, insanların gıybet ve dedikodusunu yapmaktan ileri gelmektedir.

Bundan sonra iki yeşil ağaç dalı alıp mezarların üzerine diken Allah Resûlü (aleyhissalatu vesselam):

– Ümid edilir ki, bu yeşillikler, azablarının hafiflemesine sebeb olur, buyurdu."
(Buhari)

***

Dört kimse vardır ki ...

"Dört kimse vardır ki, (tevbe etmedikçe veya cezasını çekmedikçe) onları cennete koymamak ve nimetlerini tattırmamak Allahu Teala'nın adaletidir:

İçki içen,
faiz yiyen,
haksız yere yetim malı yiyen,
ana ve babasına asi olan."

(Hâkim, el-Müstedrek)

***

Ey gençler zümresi! ...

"Ey gençler zümresi! Sizden her kim evlenmek külfetine gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek, gözü (haramdan) daha çok men eder. İffeti daha çok muhafaza eder. Nikâh külfetine muktedir olmayan kimse ise, oruç tutsun"
(Müslim)

"Kim ki gözünü yabancıdan çekmek, kendini nâmahremden korumak ve akrabalık hakkını gözetmek üzere evlenirse, Allahu Teâlâ (bu evlenmede) o erkeği o kadınla ve o kadını da o erkekle mutlu eder."

(Tergib ve Terhib)

***


Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz ...

Ebu Hureyre’den:

"Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz ki, içinde Bakara sûresinin okunduğu evden, şeytan (barınamaz) kaçar."

(Müslim/Müsafirin; Tirmizi/Sevabu’l-Kur’an)

---

Hadiste; evlerin, namaz kılmak, Kur’an okumak, dini sohbet yapmak gibi ibadetlerden soyutlanarak, hiçbir sevabın işlenmediği kabirlere çevrilmesine karşı uyarı vardır.

Ayrıca Bakara sûresinin okunduğu ve içindeki mesaj ve mananın yaşandığı yerlerde şeytanın barınamayacağına; insanlara vesvese verip kandıramıyacağına da işaret edilmektedir.

***

En bedbaht, en zavallı insan ...

"En bedbaht, en zavallı insan; üzerinde dünyanın fakirliği ile âhiretin azabı birleşen insandır."
(İbn-i Mace)

Dünyada çekilen fakirlik, aslında âhirette cennet nimetlerini kazanmaya en büyük vesile iken, halinden şikayetçi, gafil, inancı zayıf fakirlerin bundan müstesna olduğu anlaşılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Google Gruplar
irfanmektebi@hotmail.com grubuna kayıt ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Benim Peygamberim

İlgili aramalar: müzik - ilahi -  ilahi