Son dakıka

11 Tem 2007

TABİR

Ulu Çınar
Osman gazi rüyanın heyecanıyla gelir kendine. Avluda tıkırtılı takunyalar, su sesi ve şıngırtılı ibrikler. Derken müezzinin yanık sesi odayı doldurur.

Mescide geçerler. Osman gazi rüyanın tesirindedir hâlâ. Ebdal Kumral sorar. “Ne oldu sana?” -Bir rüya gördüm hocam. Garip bir rüya! -İyi ya, işte fırsat. Şeyhimize arzeyle. -Hata etmeyiz değil mi?

-Söylediğin şeye bak. Osman Gazi, hani o meydanlara sığmayan yiğit Edebâlî Hazretleri’nin yanında sesini çıkaramaz. Bırakın konuşmayı, nefes almaktan çekinir. Ama bu kez derdini söylese gerektir. Mahçup mahçup rüyasını anlatır. Edebâlî Hazretleri kısa bir tefekkürün ardından “Ey oğul. Sana müjdeler olsun!”

der, “Göğsümden çıkan nur kızımdır (Bâlâ hatun). Seni kuşatması evleneceğinize işarettir. Ağaca gelince: Sen büyük bir devlet kuracaksın. Evlatların adaletle hükmedecekler.

Allah-ü teâlâ seni ve neslini insanların İslâm’la şereflenmesine vesile edecek. Ebdal Kumral heyecanlıdır. “Vallahi doğru söylüyorsun!” der, “Hızır Aleyhisselam’ın bildirdiği müjde bu olmalı!”

Hiç yorum yok:

Google Gruplar
irfanmektebi@hotmail.com grubuna kayıt ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Benim Peygamberim

İlgili aramalar: müzik - ilahi -  ilahi