Son dakıka

3 Oca 2009

İsrail

İsrail'in çocuk, hastane demeden herkesi acımasızca ve kural tanımaz bir şekilde hem de Hitler'in ruhuna rahmet okuturcasına vurması üzerine İsrail'i ve Yahudi düşünce sistemini suçlayan yazdığım yazılardan birine gelen bir cevapta Yahudileri yakından tanımadığım. Tanısaydım beklide seveceğimi söyleyen birine nasıl cevap vermek gerekir bilmiyorum. Sanki sevdiklerim bu cinayetleri işlerlerse bende onlara aferin diyecekmişim gibi. Kötülük yapanın bana yakınlığı ancak benim üzüntümü daha da artırır ama adaletle yargılamamı ve varacağım vicdani kanaatimi etkilemez.

Hayatımda bir kaç değişik millet den Yahudi tanımıştım. Sevdim de belki onlarda beni sevmiştir. Dışarıdan öyle görünüyordu. Dinlerine göre oluşmuş vicdani kanaatleri ve kültürleri, kendilerinden olmayanların, canları, malları, ırzları, hakkında sorumluluk yüklemeyen hatta onlara zarar vermeyi sevap sayan insanlara hangi anlaşma konusunda nasıl güveneceksiniz.

Normal gündelik ilişkilerde siz iyi iseniz herkes iyidir. Bu normal hayat devem ettiği sürece böyledir. Ama bunların gizlice zarar verme çalışmaları sürekliliğini ustaca sürdürür. Şartlar değiştiğinde insanlarda değişir. Gizli duygular ortalığa saçılır. İşte o zaman içindeki mert davranacak kişilerin, kendi topluluklarına oranı o toplumun iyimi kötümü, ya da ne kadar ne olduğunu belirler.

Bir zamanlar Telaviv üniversitesinde kendilerinden olan bir Profesör bir anket yapmıştı. Sonrada yanılmıyorsam bu anket yüzünden işinden kovuldu. Anketin konusu,

Tarihlerinde ve Tevrat da geçen bir olayı irdeliyor ve bugün bu olay olsa nasıl davranırdınız diye soruyordu.

Olay Yahudi göçerlerin bir aşiretin topraklarında anlaşmalı ve ücreti mukabilinde güvenlik içinde o sezon otlaklarından yararlanacak şekilde bir süre kalmalarını ve karşılıklı güvenlik anlaşmasını içeriyor.

Bu arada bir Yahudi kızı ile yerli bir delikanlı birbirlerini seviyorlar ve birlikte kaçıyorlar. Yahudiler her ikisini de bize teslim edin oğlanı öldürelim diyorlar. Yerli reis iki tarafında anlaşmalı olduğunu kızın zorla kaçırılmadığını kendisinin kaçtığını, bu yüzden bu gönül işinde çocuğu birde katledileceğini bilerek vermeyeceğini gerekirse savaşacağını bu yüzden anlaşma yolu aranmasının daha mantıklı olduğunu bunları evlendirmenin en iyi çare olduğunu söylüyor.

Yahudiler ama oğlanın sünnet olması ve bizim dinimize girmesi şartımız var diyorlar.

Yerli emir oğlanla konuşup şartı kabul ediyor. Yahudiler sonra cayıyor ve bütün ailesinin din değiştirip erkeklerinin sünnet olmalarını istiyor. Sonunda bunda da anlaşıyorlar. Yahudiler yeniden şartı bozup o aşiretin tümünün din değiştirip erkelerin sünnet olmalarını istiyorlar. En sonunda bu şart da kabul ediliyor. Ve tüm erkekler aynı günde sünnet edilip yatağa yatırılıyor. İşte tam bu sırada Tam silahlanmış Yahudi savaşçıları saldırıyor silahsız ve sünnetli tüm erkekleri öldürüyorlar.

Üniversitedeki soru bu olay şimdi olsa ve aynı şartlar oluşsa gene de saldırıp onları öldürür müydünüz yoksa anlaşmaya uyar mıydınız?

Sonuç %70 civarı aynını yapardım. % 30 civarı ise anlaşmaya uyardım diyor.

Ayrıca yakın zamanda basına da yansıyan Hahamlar konseyinin tüm çocuk ve kadınlarında öldürülmesine izin veren teşvik edici fetvasını duymayan kalmadı.

Çocuklara atılacak bombalara kendi çocuklarına mesaj yazdırmaları da gelecek nesillerinin nasıl yetiştirilmek deolduğunun delilidir. Gözlerden saklanan bu durum

Yahudilerin asla güvenilir bir toplum olamayacaklarını göstermektedir.

Kısas denilen göze göz dişe diş sadece Yahudilerin kendi aralarındaki kuraldır. Hariciler öldürülür tecavüze uğrasa bu içlerindeki sayıları fazla olmayan hayvan hakları savunucularının sorunudur.

Yahudi iseniz de değil iseniz de sorun buradadır.

Savaşlarda ölümler olur. Bazen savaş kazası olarak kabul edilebilecek askerin arsından cani ve katillerde gereksiz cinayetler işleyebilir. Ama İsrail'in yaptığı taammüden toplu katliamlardır.

Onlar ile anlaşma yapılamaz yapılsa asla güvenilemez.Çünkü onlar hayvan olarak gördükleri kendilerinden olmayanlar ile yaptıkları anlaşmaları sadece karşı tarafı bağladığı şeklinde düşünerek yapar, kendilerini bağlı saymazlar.

Sözleri ve imzaları güvenilir olmayan bir devlet ise ona devlet değil eşkıya veya korsan adası denir.

İsrail en kısa zamanda bu hükümetlerinden kurtulup onları yargılama yoluna gitmezse artık resmen canlı bombadır. Çevresi ile birlikte kendisini de patlatacaktır. Çevre hükümetleri onlar ile anlaşsa bile çevredeki halkların nefreti bu canlı bombayı kendileri de ölümü göze alarak bir an önce patlatıp tarihten bu yüz karalarının temizlenmesi için kendilerini de feda etmekten çekinmeyeceklerdir.

İsrail Yahudi mantığı ile düşündüğü için hasımlarının da aynı kural ile düşüneceklerini zannetmektedir. Hâlbuki Müslümanların başkalarına benzememek gibi bir kuralı daha vardır.

Bunu da size anlatayım. Bir gün İslam Peygamberi Hazreti Muhammed (Allahın selamı onun ve ali ashabının üzerine olsun.) Tırnaklarını keserken bir Yahudi çocuğu da onu izlemektedir ve bir ara tıpkı benim babam gibi sizde tırnaklarınızı sıradan kesiyorsunuz der. İslam peygamberi derhal tırnaklarını karmaşık ve sıra gözetmeden kesmeye başlar ve Müslümanlarda bundan sonra kuralsız keserler ben de öyle keserim.

Bu yüzden bir gün çatışmak amacı ile karşılaşırsanız, Müslümanların iş ciddiye binince nasıl davranacağını onların ne yapacağımı asla kestiremezsiniz. Son Hizbullah savaşında ve Başbakan >Erdoğan'ın uydudan kilitlenen Mercedes zırhlı arabasının camının nasıl kırıldığında bunun izleri de görülmeye başlanmıştır.

Sağlıcakla kalınız

A.D.Şimşek

Hiç yorum yok:

Google Gruplar
irfanmektebi@hotmail.com grubuna kayıt ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Benim Peygamberim

İlgili aramalar: müzik - ilahi -  ilahi