Son dakıka

23 Nis 2008

“Allahım ben yenildim, yardım et” -mutlaka okuyun

Anne ben Afrika'dan yazıyorum

M.Said YAKUT


Anne buradaki manzara-i şahaneyi anlatmak çok zor.
Setriavret derdimiz yok. Kıçımızdaki don adet-i Adem olarak gelegelmiş bu güne. Öyle cıbıl cıbıl, layik layik dolaşıyoruz yaban-yılkı içinde.
Ne kul utancı, ne Allah korkusu. Her türlü bela ve tehditten vareste bir hayat ne güzel, anlatamam.
Kendisine hiçbir elçi gönderilmemiş bu kavmin cehennem azabından muaf olması, yaşadığım bu habis sahrayı bile gözümde cennet kılıyor. Benimse haberim var Allah'tan kitaptan ama bunu hatırlamak işime gelmiyor nedense. Ve ben faşizmin ve totalitarizmin elitizmin ve jakobenizmin olmadığı bu cennet sahraya feda olmak için şehadetimi getirdim.
Şahidim büyük ruh.
Neyse anne senin ahvalin nedir?
Sahi siz hala bir vatanı sevmek için uğruna feda olmak gerektiğine mi inanıyorsunuz?
Anne, ne saçma-salak bir fedailik bu.
Bu, bir çocuğu sevmek ve onun hiçbir zaman okşanmamış saçlarına dokunmak için babasını öldürmekten ve onu yetim bırakmaktan başka nedir?
Ben geldikten sonra kaç çocuğun babası öldü yada öldürüldü?
Hani ben "bieyyi zenbin kutilet" dersem, buna cevap verecek bir Ebu Cehil yada kureyşi bir peygamber var mı?
Anne sana bişey söyliyim mi?
Orası cennet mennet falan değil. Seni buna kim inandırdı bilmiyorum ama bu yalana inanmak bile seni cehenneme götürmeye yeter. Hangi cenneti düşlüyor, hangi cehennemden korkuyorsun bilmiyorum ama yeter yandığın…
Anne sen dualarını da unutmuşsun bunu da duydum.
Senin bundan sonra edeceğin dua "inni mağlubun fentesir" olmalı değil miydi?
"Allahım ben yenildim, yardım et" demeye dilin mi varmıyor, geçirdiğin ömre yazık!.
Kıldığın namaz seni sorumluluktan kurtarıyor anne, günahtan ve rezaletten değil?
Anne biz on kardeştik ve hepsini sen doğurdun. Birini Allah'a verdin, gitti. Diğerleri için vatana feda olsun diyesin gelmiş, duydum.
Hangi vatan anne?
O vatanı bölmek için yola çıkmış bir hemşerin vardı? Adını söylesem hatırlar mısın?
Hani beni doğurduğun yerde doğmuştu, o da Suruçlu…
"ABD" ını (Kul) söyleyip ALLAH'ı yanına koymak cesaret ister, korkuyorum. Soyadı, bin yıllık intikamın peşinden koşacağını haber verir gibi konulmuş bir adam. Neyse yine de söyliyim, Abdullah Öcalan?
Hani ona hep bela okurdun. Murdar derdin. Neden öyle dediğini sen de bilmezdin. Anne neden öyle diyorsun dediğimde gene aynı cevabı verirdin, "çızame". Pis bıyıklarının ve gür kaşlarının güvenden çok ihanet telkin ettiğini söylerdin sonra. Ben gülerdim, sen bana Apocu derdin. Hala hatırladıkça ağlamaklı bir tebessüm konuyor şamarlanmış yüzüme.
Ha şimdi bir adam daha var.
Kürt ve kara.
Kameralar karşısından adımları birbirine dolanmaktan yürüyüşü malulleşen bir adam. Hani iddia makamında otururken bir insandan çok büst gibi duran türkçesi bozuk biri. Önemli değil türkçesinin bozuk olması, nihayetinde o bir kürt. Ama olsun iddiayı sağlam kılmak için bu dili iyi bilmesi gerekmez mi? Gerçi sağlam bir iddiaya ne kadar gerek var bilmiyorum.
Hani o da Suruçlu.
Karaköylü.
Aşireti maşireti var mı bilmiyorum ama duruşu, köy odalarının eşiğinde oturan mütevazı bir şahsiyeti andırıyor. Ama onun derdi ne vatanı bölmek ne de vatanı kurtarmak. Onun derdi laiklikmiş anne.
Onun da "çızame" dediğin Abdullah Öcalan gibi dinsel ve yerli bir adı var.
Başında "ABD" (Kul)var ve yanına iliştirilmiş "RAHMAN" gibi bir mukaddes isim.
Adı Abdurrahman Yalçınkaya.
İkisi de senin hemşerin. Hangisiyle iftihar edersin hangisini ihanetle suçlarsın bilmiyorum. Ama biliyorum ki sen de son tahlilde "söz konusu vatan olunca ikisi de teferruattır" deyip için içinden çıkacaksın.
Hangi vatan anne?
Laikliğin demokrasiye, demokrasinin cumhuriyete dahil edilmediği bir ülkede asıl ne, teferruat ne?
Laiklik ve demokrasiyi hariç tutan bir cumhuriyetin keyfiyeti ne anne?
"Bunlar KDV hariç fiyatlarımızdır" diyerek bir sürü pazarlıktan sonra %18 lik kazığı ekleyen o ahlaksız tüccarlar yüzünden, Zambiya'ya gelirken buradaki çocuklara oyuncak alamadım.
Olsun anne buraya uyum sağlamakta zorlanmadım.
Her sabah gündoğumunda çengi-zılgıt tamtamlarla yerleri tepikleyip dans ediyoruz.
Burada yaban domuzları bile özgür biliyor musun?
Gerçi sizin orada da yaban domuzları özgür.
Yani diyeceğim o ki, burada bir yaban domuzu bile bir sincap'a hayat-memat meselesi olmadıkça saldırmıyor.
Anne duydum ki faul yapan iki ihtiraslı oyuncu yüzünden tuttuğun takım tarafsız bir sahada taraftarsız oynamaya mahkum edilmek istenmiş.
Buraya gelsinler, buraya…
Ama kılık kıyafet zorunluluğu var burada.
Cumhurbaşkanı ve başbakan burada daha özgür olurlar.
Ne var adını da değiştiririz Adı Abdüllaik Gül olsun cumhurbaşkanının.
Tayyip Erdoğan'ın gelmesini istediğimden emin değilim.
Cüneyt Zapsu burada iyi bir akşam yemeği olabilir.
Anne sen de dert etme…
Hani gevşek bir ağız geçen gün "biz tüm siyasi partiler içinde en Atatürkçü partiyiz" demişti ya. Yalan söylüyorlar, inanma.
Zafer Üskül, Ergun Özbudun ve Ertuğrul Günay gibi manşonlar bile artık buna inandıramaz kimseyi.
Atatürkçülüğün ve Laikliğin mantinatosu olmayı benimsemişse birileri, yani eğer gerçekten inanmadığı yada sevmediği bir fikrin "kapatması" haline gelmişse bir dava, kapatılır anne. Bırak Kapatılsın.
Ama salahiyet verilmiş çingeneler de önce babalarını kesmesin.
Dilenciyi saraya gelin yapsan gece kaçar dilenir anne, bunu sen derdin.
Şimdi dilencilerle çingeneler arasındaki bu davayı kim muhakeme edecek.
Ha AKP buraya gelirse rahat eder.
Ama burada bürokratik rant yok. Neyle geçinirler bilmiyorum.
Sanırım Atatürkçülük onları burada da doyurur ve mutlu eder.
Anne ben Afrika'dan yazıyorum.

Hiç yorum yok:

Google Gruplar
irfanmektebi@hotmail.com grubuna kayıt ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Benim Peygamberim

İlgili aramalar: müzik - ilahi -  ilahi